Tarihin Dönüm Noktası ve Amerika’ya Karşı Savaş

İslam’ın yeniden canlanması, Müslüman dünyasında dinin, İslami yaşantının ve dünyevi kaynakların neredeyse tamamının işgaline ve müsaderesine izin veren bir gerilemenin ardından geldi. Bu işgalin etkileri günümüzde her yerde gözler önünde. Ancak, tüm bu olumsuzluklara rağmen gidişatımız Müslümanların lehine bir ivmede devam ediyor. Dünya büyük ölçüde Müslüman direnişçilerin bu büyük yükü sırtına alması ile Müslümanlar, eski […]

Orta Doğu: Demokrasinin Batağı

“Onların (mü’minlerin) işleri aralarında şura iledir.” (Şura: 38) Uzunca bir süredir İslam dünyasında siyasetle ilgilenen hemen herkesin sırtını demokrasiye dayamasına alıştık. Hemen bütün toplumsal oluşumlar ve hatta fertler, ‘modern zamanların en büyük kültü’ haline getirilen demokrasiyi kendine kalkan edinmiş durumda. İslamî sorumluluğu kendi çapımızda taşımaya başladığımızdan bu yana işin bu derece ilerleyeceğini hiç düşünmemiştik. Hatta […]

Sykes-Picot Antlaşması’ından Siyonist İsrail’in Kuruluşuna

Britanya (İngiltere), dönemin süper ülkesi olup bir sömürge imparatorluğu idi . Orta Doğu bölgesi, 1900’lü yılların başından itibaren petrolün keşfedilmiş olması nedeniyle, başta İngiltere olmak üzere, diğer emperyal ülkelerin de göz diktikleri bir bölge olmuştur. Bu bölge, Churchill’in de dediği gibi, sömürgeci ülkeler için “bir damla petrol, bir damla kandan daha kıymetli” görüldüğü için emperyal […]

Yerlilik-Millilik Söylemi ve Milliyetçilik Üzerine

– Küreselleşme ile birlikte ulus-devletlerin ve milliyetçiliklerin zayıflayacağı beklentisine rağmen dünyada ve Türkiye’de tersi bir durumu müşahede ediyoruz. Son yıllarda irtifa kazanan milliyetçiliğin sembol ifadesi ve AK Parti ile MHP’nin dilinden düşürmediği mefhum ise ‘yerlilik ve millilik’. Dilerseniz evvela oldukça müphem olan bu kavramın ifade ettiği manayı açıklığa kavuşturalım. ‘Yerlilik-millilik’ ile ne ifade edilmek istenmektedir […]

‘İfade Özgürlüğü’ Kapitalizmin Bir Silahıdır

Tarihi olarak “ifade özgürlüğü” kavramının anlaşılmasına büyük bir ihtiyaç duyulmaktadır. Zira kapitalist baskılar büyük ölçüde ifade özgürlüğü mefhumu üzerinden meşrulaştırılmaktadır. Asıl soru şudur: Biz İslami inkılapçılar ifade özgürlüğü mefhumuna neden karşıyız? Sosyal bir mefhum olarak “ifade özgürlüğü” 17’nci yüzyıl Avrupası’nın bir ürünüdür. Bu sosyal kavram bireyin köleliği anlamına gelmektedir. Yani bireyin açgözlülük, şehvet ve öfke […]